14 Mayıs 2008 Çarşamba

Âşık ve bilge

Abdurrahim Karakoç, aşkın tarifinin yapılamayacağını söylediği gibi geçmişte kalan aşkı için de “aşk kâğıda yazılmıyor” diyerek aşkı bir bakıma aşkın zor bir yanını ifade etmiş olmaktadır. Aşağıda ki kıssada da aşkın boyutlarını bir bakıma tarif eden bir bilge ile karşı karşıyayız. Beşeri ve ilahi aşkın boyutlarını bakın bilge nasıl ifade etmiş:
“Aşkı merak eden kadın Bilgeye yaklaşır ve sorar:
Sevgili Bilge aşk nedir?
Bilge cevaplar:
"Aşk, evrende uçmaktır. Şartlar ne olursa olsun karşı çıkıp direnmektir. Engelleri ısrarla aşmaktır ve inadına yoluna devam etmektir. Mutluluğa giden yoldur AŞK. Aşk, cennetin anahtarıdır. Var olan bütün alışkanlıkları geride bırakmaktır. İrade ve mantığın bittiği yerdedir. Vakti geldiğinde göçmen kuşlar gibi uçmaktır Acı veren mutluluktur AŞK. Yaratıcıdır, yoktan var edendir. Aklın savaşamadığı şeydir AŞK."
Bilgenin bu sözleri kadını çok etkilemiştir. Kadın Bilgeye derki:
"Sevgili Bilge demek ki ben bu zamana kadar hep âşık olduğumu sanmışım ama yanılmışım.
Sizin aşk anlayışınız çok farklıymış``
Bilge gülerek cevaplar:
“Güzel bayan, bastırılmış duyguları ve arzuları aşk ile karıştırma! Bedenlerin aynı çatı altında yaşaması aşk değil bir ihtiyaçtır. Aşk ruhların sonsuza kadar birleşmesidir.
Ayrılık söz konusu değildir. İnsanoğlu bir takım dürtülerin adına aşk diyor. Aşk hayvanlara özgü bir şey değildir. Dürtülerin adı aşk olsaydı maymunlar şair, eşekler ozan olurdu”
Âşık kadın güler ve Bilgede gülmeye başlar. Kadın Bilgeye âşık olmuştur. Bir süre sonra âşık kadın hüzünlenir. Bilge merak eder ve sorar:
“Güzel bayan neden hüzünlendiniz? Güzel yüzünüze hüzün yakışmıyor”
Âşık kadın cevaplar:
``Galiba ben size âşık oldum``
Uzun bir zamandır kadına platonik aşk duyan Bilge âşık kadına derki:
“Nihayet beni fark ettiniz. Size olan ölümsüz aşkımı anlatamam”
Kadın yine hüzünlenerek Bilgeye derki:
“Ama aramızda engeller var. Aşkım ruhlarımız nasıl sonsuza kadar birleşebilir ki?”
Bilge cevaplar:
“Ruhlarımızın sonsuza kadar birleşmesi için Allah’tan ölümü dileyin. İkimiz birden dileyelim ki, kabul etsin yaradan.”
Âşık kadın Bilgeye bakar ve aşkın vermiş olduğu heyecanla gülümseyerek oradan uzaklaşır.
Bilge ise her zaman yaptığı gibi Dünya ile ilişkisini kesip, başını önüne eğip düşünmeye başlar.”
Yüreğimizdeki tutkuların güçlü olması da bundandır. Aşkın yüceliğindendir, büyüklüğündendir. Bu nedenledir ki Bilge’de acıda mutluluğu bulmak kadar aşkın savaşamadığı şeydir diyerek bir yürek genişliğini, bir yürek cesaretini bir yürek medeniyetini tarif eyler. Hakikatte bir kısım dürtülerin aşk olarak tavsif edilmesi de bir bakıma aşkın mahiyetini ifade etmektedir.
Gerçek aşkı yine bilge işaretinde görelim; ruhların sonsuza kadar birleşmesi için ölmek!
Sözün özü; aşk, ölümde ölümsüzlüktür!