28 Ocak 2008 Pazartesi

ŞİİR SOHBETLERİ

Aşağıdaki şiir sohbeti sanal âlemde gerçekleşmiş olup; şair Mehmet Ali TALAYHAN'ın, Osman AYTEKİN'in şiirleri ile ilgili yaptığı yorumları kapsamaktadır.
************
Şair olmak ayrı şey… Kelimelerle oynarsın,
bütün kelimeleri tespih taneleri gibi dizersin.
Yazdığın her kelime, kullanmak istediğin her kelime, gönlünden kopan fırtınalar gibi kabına sığmayan, taşan, taştıkça kabaran bir duygu yoğunluğu var. Bu duygu yoğunluğunda seni ebedi varlığa götüren bir iç huzuru hissediyorum. Evet, sen sevgiyi bulmuşsun. Bulduğun bu sevginin içinde kabarıyorsun. Başka bir şey yok diyorsun. Bak kardeşim bir tek gerçek vardır! Bizden evvelkiler bunu tespit etmişler. Bizden sonrakiler de, biz de bu gerçeği bilmek mecburiyetindeyiz. Ve bu hakikati haykırmak istiyorsun. Öyle değil mi?
Sevgi, varsa yoksa sevgi. Bunun dışında bir şey yok!
Kelebek gece karanlığında lambayı görünce ne yapar? Ona doğru hamle yapar lambanın etrafında pır pır döner. Sonra kendini lambanın alevinin üzerine… O anda yeniden dirilmiştir. Kendini atar ve ölür. Telakki budur.
Herkes onun öldüğünü zanneder. Hayır, o ölmemiştir
Ne olmuştur peki? Aşkı ile hem dem olmuştur. Kendi cismi ona fazla gelmiştir. Fazla olan cisminden kurtularak sevgilisinde yok olmuştur. Yani yeni bir şahsiyet olmuştur. Biz göremeyiz seven görürü ancak.
Kim severse o kurtulur. Seven yanmaz. Bunları sende hissediyorum. Ben hissettiklerimi yazıyorum. Mübalağa yapmıyorum. Doğru bildiklerimi, yani doğrularımın bana hissettirdiklerini yazıyorum.
Çocuk şiirinde, anne şiirinde olduğu gibi diğer şiirinde de öyle. Konu sadece sevgi; seven ancak yazar.
Bunlar, hayat şiirinde de var. Sevmek olmazsa olmazdır.
Çok doğru bir şey. Yazmak için kendini zorlama! Zorlanıyorsun demiyorum. Yanlış anlama öyle bir şey hissetmedim. Mısralarında zorlandığını hiç tahmin etmiyorum. Böyle bir şey görmedim.
Bak, şimdiye kadar 3 şiir yazmışsın değil mi? Daha yok.
Bu bir ilham meselesidir: yani ilham hâsıl olunca yazmaya üşenme. Bildiklerim için yazıyorum. Sana nasıl ilham geliyorsa öyle yaz. Ben öyle biliyorum. Bak, sana bir şey söyleyeyim. Geçen yazdığım maden şiiri ne kadar zamanda tamamlandı tahmin et bakalım! 32 kıta. Bir şey söylemek istiyorum. Hayır, tam 12 gün sürdü. Ama bir şey var. Bu ilham, o,12 iki gün içinde gece rüyalarımda bile vardı. Gece gündüz. Şimdi o şiirle ilgili artık hiç bir ilham yok mesela. Başkaları nasıl yazar eder bilmiyorum. Bu konuların yabancısıyım. Birilerinin arkalarında TV kanalları, gazeteler… vs var. Bir yerlere birlerini getirebilir. Tamam, işte bende o rüyayı hep görürüm.
Sana söylüyorum. Bunu yalnızca evdekiler dâhil kimsede bilmiyor. Sana soruyorum ilham gelmesini mi bekleyeceğiz, yoksa çağıracak mıyız? Hiç biri…
Ben öyle düşünüyorum. Ama bir şey yapmak lazım. Nedir o? Okumak! Neyi okumak? Sevgiyi okumak. İki kur’an var, derler. Biri kitap, biri kâinat. Her ikisini okumak gerekir. Mesele, nasıl okuyacağımızda. Bana göre sen nasıl okuyacağını tespit etmişsin.

Hiç yorum yok: