28 Ocak 2008 Pazartesi

Neden Okumalıyız?

Okumak; bilgi edinmek, o bilgiden faydalanmak; düşüncemizi geliştirmek ve yorumlama gücümüze ulaşmak için mutlaka gereklidir.
İnsanları iyi tahlil etmenin bir yolu insanları iyi takip etmek ve incelemektir. Bir insan hakkında kanaat sahibi olmanın başka bir yolu da tecrübelerden yararlanmak, okuyarak faydalı fikirler edinerek sonuca varmaktır. Bu halde de insanları anlamaya çalışabiliriz.
Okuyarak faydalı bilgilere varabiliriz. Okumanın bir sınırı olmadığı gibi; okunanla da yetinilmemeli daha fazla okumalı ve okunanlardan, okuyanlardan istifade edilmelidir.
İnsanların az okumaları veya okuma alışkanlığı edinmemeleri bazı sebeplere bağlanabilir. Okuma da bir eğitim işidir. Okullarda bu eğitim başarıya ulaşması sağlanmalı, öğrencilere okuma sevgisi aşılamalıdır. Çocukların okumalarını celbederek farklı konulara ve yazarlara yönlendirilmesi gerekir. Zihni gelişim, düşünme ve yorumlama hayatın her safhası için şarttır. Bunun için okumanın zamanı, teknikleri de okuyuculara kalmış olmakla beraber, dolayısıyla okumak için her şart ve kişilerden istifade edilmelidir. Okumanın insan üstündeki bir başka yanında da söz etmek gerekirse; iyi konuşması, yazması olmayanların bunu eğitim ve öğretimle kazanmaları mümkün olabileceğidir. Yazarlarımızdan Yavuz Bülent Bakiler: güzel konuşmayı sonradan kazandığını, doğru dürüst iki kelimeyi bir araya getiremeyen biri olduğunu bir konferansında söylemişti. İyi konuşma biranda okumanın; sürekli okumanın, sesli olarak okumanın bir eseri olmalıdır.
Okuma ile ilgili bir diğer atalette insanların problemleri ile ilgilidir. Maişet kaygısı veya eş ve çocuklar sebebiyle okumayı belki de hiç düşünmezler. İnsanlarla barışık yaşamalar, hastalık ve huzursuzluk gibi nedenlerde okumanın önündeki engellerdir. Okumayla ilgili bir diğer problemde tabulardır. Düşmanlık beslenen fikirlere karşı bazı insanlar düşünceleri sebebiyle hedef haline gelmekle kalmaz okumaları da eleştirilerden nasibini alır.
Gençlerinde aşk dumanlarıyla kafalarının karışık olmaları okumanın handikapları arasındadır. İnsanların huzurlu olmaları dışında da önemli bir görev addedip günde on sayfa kitap okumalı; okumayı bir “hiç değilse” den kurtarmalı bunu bir görev gibi kabul etmelidir. Gazete, dergi, mecmua, ilanlar, reklâmlar, vs. okuma için insanlara iyi bir fırsat olmalıdır.
Binlerce sayfalık bir kitap görüldüğünde yazarın bu kitap için çok zaman ayırdığı düşünülür. Kitap yazmak işi elbette basit değildir ama bir eserin meydana getirilmesi için her gün az da olsa bir zaman ayırabilir. Okuma işi de öyledir. Okumadan bıkanların en önemli sorunları kendini okumaya hazır hissetmemeleridir. Hâlbuki insanın boş yere öyle zaman geçiriyor ki… Boşa geçen zamanları okumakla değerlendirmek kuşkusuz insana çok şeyler verecektir.
Okumakla kelime dağarcığınız gelişir. Bilgimiz, görgümüz, kültürünüz artar; dünyaya ve insanlara bakış açımız değişir.
Okumakla; kimi zaman kelimeler damlar gönüle/ kimi zamansa gürül gürül çağlar. /ve siz /bu akan su sesiyle dinlenirsiniz..
Okuyarak dinlenmek, bilgilenmek ve mutluluğun kapılarını aralamak dileğiyle diyorum.

Hiç yorum yok: