Kültür:”Bir millete şahsiyetini veren, diğer milletlerle arasındaki farkı tespite yarayan, tarihin seyri içerisinde teşekkül etmiş, kendine has maddi ve manevi varlık ve değerlerin ahenkli bütünüdür şeklinde ifade edilebilir.”(1)
Aşağıdaki metinden de anlaşılacağı üzere kültür ile ilgili aydınların görüş birliği içinde olmadıkları açıktır. ”Sosyal ilimlerde kültür denince bir toplumun kendi hayati problemlerini çözmek üzere denediği ve uzun yıllar içinde standart hala geldiği usuller ve vasıtalar anlaşılır.” (2)Bu duruma göre bir topluluğun ihtiyaçlarını karşılamak üzere benimsemiş bulunduğu hayat tarzı bütün maddi ve manevi boyutlarıyla birlikte onun kültürünü teşkil etmektedir.
Bu hayat tarzı bir topluluğun problemlerine karşı çözüm yollarının da ortaya çıkarır ve bu çözüm yollarının bir kısmı zamanla sabit hale gelerek cemiyete mal olur ve onun kültürünü teşkil eder. Aydınlara göre kültür içinde mevcut olan inançlar ve kıymet sistemleri çeşitli cemiyetlere göre zihniyet farklılığı da taşır.
Bir topluluğun kendi içindeki farklılıkları, zorlamaları, uyumsuzlukları olduğu gibi aydın kültüründe durumu, çok daha farklı bir şekilde tezahür eder. Aydın kültür ile halk kültürü arasında bir değerlendirmeye gitmeden de cemiyetler arası kültür farklılıkları tespit etmekte mümkündür. Kültür ve para da hayatta aydınla halk arasındaki yaşayış ve kullanış farklığında ortaya çıkabilmektedir.
Halk arasındaki kültür farklılıkları da başlı başına bir problemler yumağıdır. Kaldı ki Türkiye gerçeklerinde bir halkın kültürü var mı yok mu bu tartışmada bir topluluğun kapital durumu da sorunun bir parçasıdır. Yani para ve mal bu çatışmanın ana nedenleri arasında gösterilebilir. Topluluğun gelişmesinde çok önemli bir duruşu olan para o topluluğun nasıl geliştiğinin de bir göstergesidir. Parayla saadet olmaz denilmiş ama parasızda bir şey olmuyor. Yüzü sıcak olan para, yerine göre her şeyi yakıyor. Toplumun gelişmesinde önemli bir araç olurken yerine göre gerilemesinde de aynı görevi ifa edebilmektedir. Bu durumda paranın ve yine kültürün kullanışı gündeme gelmiş olmaktadır.
Para bütün insanlığın ihtiyaçlığının bir sebebidir, bir tezahürüdür bir temayülüdür Medeniyetlerin beşiğinde de, yıkılışında ve yok oluşunda da son öz onundur.
Parasız hiçbir şey olmuyor. Bütün yapımlar, imarlar, imkânlar onunla var olduğu gibi bütün izdihamlar, hüsranlar, isyanlar, sömürüler onunla hayat buluyor.
Kültür ve para belki de buraya bir çatışmaya giriyor. Birbirlerine üstünlük sağlamaya çalışıyorlar. Ancak hayatın acı gerçeği ikisi olmadan hiçbir şey olamıyor. İyi ile kötünün güzel ile çirkinin bir mücadele içinde oldukları gibi iyi ve güzel ile şahane ve mükemmelini de bir arada olduğu da gerçektir.
Kültür düzeyinin farklılığı, gelişmişliği iyi ve doğru yönde kullanılışı kuşkusuz paraya iyi niteliklerle egemen oluşta da geçerli ve daima olumlu bir yaklaşımdır. Ümit edilir ki paranın kültürün önüne geçmiş olmamasıdır.
Şurası unutulmamalıdır ki insanlar kültüre karşı kültürsüzlüğü; parasızlığa karşı da kötü emeller besleyerek parayı kullana geldiklerinden iyi gelişmeler içine girilemiyor; beklentiler hep hüsran dalgasıyla devam ediyor.
Kültür ve para iyi niyetli ve güzel bakanlar sayesinde insanlara sirayet etmelidir.
Dipnotlar:
1.Prof. Dr. Emin Bilgiç
2.Prof. Dr. Erol Güngör
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder